14 Nisan 2013 Pazar


Bazı aşklar var insanın içine işleyen, benim hayatımda da fazlasıyla yer bulan. Sizi bu dünyada iyi insanların da olduğuna inandıranlardır aslında onlar. Kaybetmeyi gösterir, bir yandansa kıymet bilmek denen şeyi gözünüze sokar aslında. Hep kaybedilince mi anlaşılır değeri sorusuna çok da güzel bir cevaptır onlar. 

Bahar geldi Ankara'ya şu günlerde. Peki ya ben ? Her sene baharı heyecanla karşılarken bu sene sanki biraz kurumuş yaprak gibiyim hala rüzgarlarla savrulan. Bahar henüz bana ulaşmadı. Belki bir gün ulaşır, belki bir gün ulaşmaktan da vazgeçer, tam bilemediğim konulardan birisi bu da. Bazı baharlar aşık olurum, bazı baharlar aşık olmasam da gülümsemek için sebepler bulurum. Şimdi bu mevsimin ne getireceğini bekliyorum biraz korkuyla biraz umutsuzlukla.

İnsanlar elindeki aşka sahip çıksın isterim her zaman, iki kişinin kimyasının uymasının epeyce zor olduğunu bildiğimden. Biraz sıkıca sarılmak gerekir; ama unutulmaması gereken nokta ayrı ayrı da mutlu olunabileceğidir, rica ederim tüm çiftlerden yapışık ikiz hayatı sürmeye başlamayın aşkla birlikte. Biraz rahat olmakta fayda vardır, tabi bunu da gevşeklikle karıştırmamak gerekir zira o da çok kötü sonuçlar verebiliyor.

Nasıl da güzel yazarım böyle onu yapmayın, bunu yapmayın diye, hatta yetmez kişilerin yüzüne de derim fikrim sorulduğunda sen niye böyle yaptın, o niye böyle davrandı ki gibisinden. Gel gör ki benim hayatım, ilişkim hepsinden beter durumda aslında... Söküğünü dikemeyen terzi gibiyim fazlaca.

Bu yazıya başladım; çünkü insanlara mutluysanız(dikkat! mutluysanız diyorum) elinizdekinin kıymetini bilin dedirtecek bir aşkı anımsadım bu akşamüstü. O güzel film beni kendime getirir her izlediğimde ve ara ara izlenmesi gereken filmler listeme alırım(böyle bir listem yok aslında). Buyrun o post-it iyiki düşmüş diyorum şuan...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder