''Seni sevmeye başladığımı fark ediyorum.'' dedim ve ekledim ''bizden söz edebilir miyiz, ne dersin?'' ''Ne yalan söyleyeyim'' diye söze başladı. Daha ne yalan söyleyeceğini bilmeyen birini sevemeyeceğimi anladım. Beni yalanlar avutur çünkü. Hep öyle oldu.
Yukarıdaki bölüm Mehmet Ali Anafarta'ya ait olan Acı Çeken Bütün Kızlara Aşığım kitabının arka kısmından. Konu şu ki kadınları kendi cinsinden daha iyi tanıyan bir arkadaşım var. Bir gün bana ''Niye bu kadar çabuk kanıyorsunuz erkeklerin söylediğine?'' diye sordu. Mevzu derindi, o da her erkek gibi kadınların çabuk kandığını düşünüyordu belliki. ''Kadınlar aslında kendilerine yalan söylendiğinin farkındadır, biz kanmıyoruz, sadece kanmak istiyoruz .'' dedim. Şaşırdı, bu cevabı beklemiyordu anlaşılan. ''İnsan yalan olduğunu bildiği bir şeye nasıl inanır ki?'' dedi. Biz yalana değil de onun doğru olma ihtimaline inanıyoruz dediğimde biraz daha oturdu kafasında bazı şeyler. Aslında hepimiz sadece inanmak istiyoruz, bu kadın için ne kadar geçerliyse erkek için de o kadar geçerli. İşin karmaşıklaştığı nokta şu ki bazen o kadar umutsuzdur ki insan yalan olduğunu bildiğine bile inanır. Sanar ki gücü yeter bir ömür yalana inanmaya. E insanız en nihayetinde bir yerden sonra inanamamaya başlıyoruz, yetmiyor gücümüz, sevgimiz. sonrasını herkes bilir gelsin kavgalar gelsin kıyametler. Diyeceğim şudur ki konu her ne olursa olsun gücünüzün yetmeyeceği işe kalkışmayın, sonu hep hüsran olur...
Senin blogun mu vardı?? Neden haber vermedinn. Twitter'daki senin sen olduğunu da bilmiyodum ben çok şaşırdımm =))
YanıtlaSilaslında benim 2 senedir blogum vardı bi arkadaşım yazdıklarım kaybolmasın derli toplu dursun diye açmıştı sağolsun ama o blogspot değildi ben de beceremedim kullanmayı ordaki yazılarımı da yavaş yavaş buraya taşıyorum şimdi canım :)
Sil